MİDİLLİ KALESİ

Midilli Kalesi, şehrin kuzey ve güney limanı arasında olan bir yarımadanın en yüksek noktasında, küçük bir tepeye kurulmuştur ve Doğu Akdeniz’in en büyük ve en güçlü hisarı olarak nitelendirilmektedir. Antik dönem ve Bizans yıllarında bu yarımada bir adaymış, zira burayı Lesvos’un geri kalan kısmıyla Evripos halıcı ayırmaktaymış.

Evripos aşağı yukarı bugünkü Ermou caddesinin bulunduğu yerdeymiş ve kuzey ile güney limanlarını birbirine bağlarmış.

İnsan müdahalesi ile toprak yığıkları halıcı yok etmiş, adayı da yarımadaya dönüştürmüş. Bizans yıllarında oluşan ilk şeklinin, antik akropol üzerine kurulduğu düşünülmektedir. Hisara ilk önemli müdahaleler 1373 yılında, adayı fetheden Gateluzolardan, özel olarak da Frangiskos Gateluzos tarafından yapılmıştır. Başka değişiklik ve ilaveler takip etmiştir, bunların en önemlisi ise 1677 yılında Osmanlılar tarafından yapılan olmuştur. Osmanlılar sayesinde kuzeydeki en alt bölümünün inşası gerçekleştirilmiştir.

İinşaat malzemesi olarak, Midilli antik tiyatrosu gibi, o zamanlada gerilemiş olan eski yapıtların parçaları kullanılmıştır. 1912 yılında Tüklerin ayrılmasından sonra, hisar kışla olarak kullanılmıştır.

1912 yılından sonra, yeni mülteci binaları inşa etme amacıyla mantıksız bir şekilde inşaat malzemesi kullanımı, hisarın kademeli olarak bozulmasına yol açmıştır.

MOLYVOS KALESİ

Mithymna’nın ortaçağ kalesi olarak da bilinen Molyvos kalesi; Midilli adasının ikinci büyük kalesidir. Adanın kuzey tarafına hakim olan kale; Molyvos’un üzerindeki yeşil bir tepenin üzerine inşa edilmiştir. Bizans döneminde antik Mithymna kalesinin kalıntıları ile inşa yapılmıştır. Kale; 1373 yılında Genovese Francisco Gatelouzon tarafından tamamlandı. Osmanlı döneminde kale bir çok değişikliğe uğradı.

Mithymna kalesi bölgenin korunmasında önemli bir rol oynadı. Çünkü Adramittion körfezine geçişi kontrol eden bir konumdaydı. Kırmızı ve kahverengi bazalt taşlarla inşa edildi. 10 adet yüksek kule ile çevrelenmiş olan kale güçlü duvarları ve derin hendekleri ile adanın en önemli kalelerinden biri haline geldi.

Kalenin içine girebilmeniz için ardı ardına üç kapıdan geçmelisiniz. İlki Osmanlı döneminde yapılan ve kalenin güney tarafında olan ve mimarisinde küntten bir kemer olan kapıdır. Tonozlu sokak yokuşunu çıkmaya devam ederken; surlarla çevrili küçük bir alanda ikinci kapıyla karşılaşacaksınız. Kaleye ana giriş kapısı olan üçüncü giriş kapısı 14. yy’da yapıldı. Bu kapı adeta kalenin mücevherlerinden birisidir, odundan yapılmıştır ve üzeri metalle kaplanmıştır. Kapının yakınlarında “zematistra”lar yani haşlanma alanları bulunuyordu. Burada kaleyi savunanlar kızgın yağları ve katranları kuşatanların üzerine boşaltıyorlardı.

Kalenin içindeki 10 adet muhteşem kuleleri ve Osmanlı döneminde yapılan bir çok yapıyı göreceksiniz. Yine; Bizanslılara ait ve su depolamak için kullanılan bir yer altı su deposunu bulacaksınız. Ana giriş kapısının güneyinde ve hâlâ ayakta olan kemerli yapı; Osmanlı döneminde barut deposu olarak kullanılıyordu. Bu kalenin birçok yerinde duvarlarında yerleşik yazıtlar ve plâklar vardır.

Molyvos kalesi; Doğu Akdeniz’in en önemli kalelerinden biridir. Bugün; hakikaten iyi korunmuş olan bu kalede birçok etkinlik gerçekleştirilmektedir.